Türk Psikiyatri Derneği Depremzedelere Destek İçin ‘Gönüllü Ağı’ Oluşturmaya Başladı
Kahramanmaraş’ta yaşanan depremin yaralarını sarmak ve depremzedelere destek olmak amacıyla kurum ve kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları, dernek ve vakıflar faaliyetler yürütüyor.
Türk Psikiyatri Derneği (TPD) Medya Konseyi Üyesi Prof. Dr. Burhanettin Kaya, deprem bölgelerindeki destek çalışmaları hakkında Bilim Sıhhat Haber Ajansı’na (BSHA) bilgi verdi. Depremin ilk gününden itibaren Türk Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu ile Derneğin Ruhsal Travma ve Afet Psikiyatrisi Çalışma Birimi toplanarak aktif olarak çalışmaya başladı. prof. Dr. Burhanettin Kaya, TPD olarak deprem bölgelerindeki yaraları sarmak için gönüllü insanlardan oluşan bir ağ oluşturmak için çalışmalara başladıklarının altını çizerek, şunları söyledi: Türk Psikiyatri Derneği Psikososyal Dayanışma Kümesi kuruldu. İnsan gücü ihtiyacı, saha bilgisi ve yapılacak çalışmaların yapılandırılması için deprem bölgesindeki meslektaşlarımızla irtibata geçildi. Deprem bölgelerinde görev yapan meslektaşlarımızın sağlık durumları ve güncel ihtiyaçları hakkında bilgi toplandı. Bölge illerindeki meslektaşlarımızla iletişimi kolaylaştırmak amacı ile WhatsApp kümeleri kurulmuştur. Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve AFAD ile İşbirliği Sağlık Bakanlığı ile temasa geçilmesi için gerekli yazışmalar yapıldı. Teklif veren ağı oluşturmak için ilk adımlar atıldı. Şu anda bölgede çalışmak üzere psikiyatrist aday listeleri hazırlanıyor.”
“TPD, işbirliği içinde bölgede etkin saha çalışmalarına devam edecek”
Türk Tabipler Birliği Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Şubesi ile birlikte hareket edildiğini belirten Prof. hastalarımızın ve diğer kronik hastalarımızın hizmet akışını sürdürmek. Bu süreçte TPD, bölgedeki etkin saha çalışmalarını ilgili kurum ve kuruluşlarla çeşitli boyutlarda iş birliği ve dayanışma içinde sürdürecektir.”
“Manevi destek ihtiyacı en az bir ay sonra başlayabilir”
Depremde ilk yapılması gerekenin depremzedeleri kurtarmak, enkazdan çıkarıp dini alanlara taşımak olduğuna dikkat çeken Kaya, “En temel yaşam ihtiyaçları barınma, beslenme, hijyen konularını süratle sağlamak. ve sağlıklı bir şekilde. Bu ne kadar erken ve etkili bir şekilde yapılırsa ve süreklilik sağlanırsa, bireylerin normal yaşam döngülerine dönmeleri o kadar çabuk sağlanır, psikolojik etki o kadar az olur, ruhsal belirti ve bozukluklar ortaya çıkmaz ve hastalığa dönüşme olasılığı o kadar azalır. bir ruhsal bozukluk meydana gelse bile azalacaktır. Bunlar sağlandıktan sonra erken dönem ruhsal tepkiler ve akut gerilim tepkileri için koruyucu ve önleyici müdahaleler ile “kriz müdahalesi” uygulamaları yapılabilir. Bu tür afetlerde ortaya çıkan en eski ve en yaygın ruhsal bozukluk “Travma Sonrası Stres Bozukluğu”dur. Bu rahatsızlıktan bahsedebilmek için travma ile ortaya çıkan psikolojik belirtilerin ve gerilim tepkilerinin en az bir ay sürmesi gerekir. Travma sonrası gerilim bozukluğu belirtilerinin çoğu zaman var olan sosyal risk etmenleri nedeniyle kronikleştiğine dikkat çeken TPD, Medya Konseyi Üyesi Prof. Dr. Burhanettin Kaya “Profesyonel manevi destek ihtiyacı en az bir ay sonra başlayacak. Bu süreçte depresyon, anksiyete bozuklukları, daha birçok ruhsal bozukluk ortaya çıkabilir veya şiddetlenebilir. Bu profesyonel psikiyatrik müdahalelerden sonra en az bir yıl süreyle klinik takiplere devam edilmelidir. Esas olan mevcut ruh sağlığı sistemini güçlendirmek, sürekliliğini sağlamak ve bu takibi bu kurumlara devretmek” dedi. Depremzedelerin öncelikle dini alanlara çekilmesi gerektiğine işaret eden Kaya, “Sağlıklı olanların kurtarma çalışmalarına katılması ruhen güç veriyor. Bölgeye gidecek kişilerin daha önce psikolojik travma yaşadıklarını ve etkileri devam ediyorsa bölgeye gitmenin travmatik olacağını vurguladı.
“Depremde çocuklara asla yalan söylenmemeli”
prof. Dr. Burhanettin Kaya, g. Depremzedelerin güvenli alanlara götürülerek temel yaşam ihtiyaçlarının karşılanmasının ardından başta çocuklar olmak üzere depremzedelerin yaşlarına ve gelişim dönemlerine uygun düzenlemelerin yapılması gerektiğine dikkat çeken ve şunları kaydetti: Konular çok önemli. Çocukların kendilerini rahatsız edecek görüntülerle karşılaşmaları engellenmelidir. Deprem, sonuçları ve kayıpları hakkında bilgi verilirken yaşına uygun ve yıldırıcı olmayacak şekilde bilgi verilmeli, bilgi almaya hazır olup olmadığı değerlendirilmeli ve asla yalan söylenmemelidir.
Deprem Bölgelerine Ulaşamayanlara Öneriler
Deprem bölgesine gidemeyen vatandaşlara yardım için tekliflerde bulunan Kaya, “Günümüzde teknolojik gelişmeler bölgeye gitmeden katkı yapmamızı sağlıyor. Bunun birçok örneğini gördük. Çeşitli sosyal medya kanalları aracılığıyla iletişimi sağlamaya, bilgi ve ihtiyaçların ulaştırılmasına aracılık etmeye katkı sağlayabileceklerini gördük. Her vatandaş sorumluluk hissederek yardım davetlerini dağıtmaya, dağıtmaya, yetkililere ve sorumlulara ulaştırmaya çalıştı. Farkındalık ve duyarlılık oluşmasına katkı sağladılar. Yardım kampanyaları oluşturdular ve katılımı desteklediler. Yaralılar, hayatını kaybedenler, kayıplar, hastanelerde tedavi görenler ve yardım etmek isteyenler için yazılımlar, uygulamalar ve web siteleri oluşturup kullanıma açtılar. Bu konuda yapılabilecek çok şey var. Kıymetli bahislerden biri de susmamak, soru sormak ve eleştirme hakkını kullanmaktır. Bunu yapmalarını tavsiye ederim.”
“Deprem Görüntüleri Çocukların Ruhsal Gelişimini Bozabilir”
Deprem felaketi haber ve görüntülerine maruz kalan çocukların ailelerine tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Kaya, “Şiddet görüntüleri çocuklara zarar verebiliyor, ruhsal gelişimlerini bozabiliyor. Dolayısıyla bu görüntüleri izlemeleri uygun değil. Aile üyelerinin tepkileri ve davranışları da korkutucu olabilir. Aile üyeleri bunun farkında olmalı ve çocukların yanında davranışlarını kontrol etmelidir.” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)